Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kılavuzluk etmek | lead v. | ||
God led Israel through the wilderness by an Angel, who was constantly with them by day and night. Tanrı çöl boyunca İsraillilere, gece gündüz onlarla olan bir Melek aracılığı ile kılavuzluk etti. More Sentences |
||||
General | kılavuzluk etmek | lead the way v. | ||
General | kılavuzluk etmek | guide v. | ||
General | kılavuzluk etmek | conduct v. | ||
General | kılavuzluk etmek | pilot v. | ||
General | kılavuzluk etmek | take the lead v. | ||
General | kılavuzluk etmek | provide guidance v. | ||
General | kılavuzluk etmek | wise v. | ||
General | kılavuzluk etmek | convey [obsolete] v. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | kılavuzluk etmek | guide v. |